Kış Alerjileri

Soğuk havanın çocuk alerjileri üzerine etkisi
1-Çocuklarda en sık görülen alerjileri ve nedenlerini açıklar mısınız? (Genetik, ev
yaşamı gibi faktörlere de değinerek)
Alerji dünya çapında en yayın görülen kronik durumlardan biridir.  Alerjik hastalıkların en
bilinenleri saman nezlesi yani alerjik rinit ve astımdır. Her iki hastalık da solunum
sistemimizin hastalıkları olup, sıklıkla çevremizdeki hava yolu ile alınan polen, küf mantarı,
ev tozu ya da kedi köpek alerjenlerine duyarlı olmakla ilişkilidir. Cildimizi etkileyen alerjik
hastalıklar da vardır. Örneğin, bebeklik döneminde bir egzama türü olarak başlayan  atopik
dermatit  buna örnek verilebilir. Cildimizi hedef alan diğer alerjik hastalıklar ise
temas egzamaları ve ürtiker yani halk arasında bilinen adı ile kurdeşendir. Tüm vücudu aynı
anda etkileyebilen alerjik hastalıklar da bulunmaktadır. İlaç, besin ve böcek alerjileri bu
gruptan alerjik hastalıklardır ve hayatı tehdit edici, anafilaksi olarak adlandırdığımız alerjik
şoka yol açabilirler.
Alerji ve alerjik hastalıkların gelişiminde hem kalıtsal özellikler hem de çevresel faktörler
etkili olmaktadır. Ailede alerjik hastalık olması, yani kişide genetik yatkınlık olması bu
hastalıkların gelişmesinde önemli bir risk faktörüdür. Alerjik hastalıkların günümüzde bu
kadar sık görülmesinin altta yatan nedenlerini sadece genetik faktörlerle açıklayamayız.
Endüstrileşme ile başlayan yaşam şartlarımızın değişmesi, beslenme alışkanlıklarımızın
değişmesi, kırsal yaşam koşulları yerine kentsel yaşama dönüş, ev içi ve dış ortam hava
kirliliği, sigara dumanına maruziyet, sık antibiyotik kullanımı gibi faktörler alerjik
hastalıkların artmasında etkili olduğu düşünülmektedir. Elbette bu faktörler yukarıda
bahsettiğimiz gibi genetik olarak yatkın kişilerde alerjik hastalıkların gelişimini
kolaylaştırabilmektedir. Sonuç olarak; alerjik hastalıklar tek bir faktöre bağlı olarak
gelişmemektedir. Genetik faktörlerin yanında çevresel faktörlerin etkisi ile karmaşık bir süreç
sonucunda ortaya çıkmaktadır.
2-Her mevsimin bir alerjisi olduğu söylenir. Peki kış aylarına özgü alerjiler nelerdir?
Kış aylarında alerjik hastalıkların sorun yaratmasının birçok nedeni vardır. Kış döneminde
artan hem ev içi sıcaklık hem de nem nedeniyle ev tozu akarları için çok uygun bir ortam
oluşur. Ev tozu akarları eklem bacaklılar ailesinden olup gözle görülemeyen ancak
mikroskopla seçilebilen küçük canlılardır. Çoğunlukla ev içi ortamında bulunurlar. Özellikle
sıcak ve nemli ortamları çok sever ve hızla çoğalırlar. İnsanlarda alerjiye neden olan
bu akarlar insanların deri döküntüleri ile beslenirler. Günlük yaşantımızda hemen her yerde
olabilen akarları tamamen yok etmek imkansız olsa da alınacak bazı önlemlerle maruz
kalmanızı büyük ölçüde azaltılabilirsiniz. Ev tozu akarları her türlü kumaş türünde
yaşayabilirler.  Özellikle yatak, yastık, yorgan, halı, kalın kumaşlı perde ve mobilya gibi
üzerinde çok kolay toz tutabilen ev eşyalarında yüksek oranda bulunurlar. Kullanılan yatak,
yastık ve yorgan yün, kaz tüyü veya kuştüyü olmamalı, mümkünse akar geçirmeyen tıbbi
özel kılıflarla kaplanmalıdır. Halıyı mümkünse kaldırın. Kaldırılamıyorsanız boydan boya
yün halı yerine küçük ince bir kilim kullanın. Kalın veya ağır perde yerine ince tül veya stor
perde tercih edin. Odada mümkün olduğunca az eşya bulundurun. Kitap, biblo, oyuncak gibi
eşyaları kapalı dolaplarda muhafaza edin. Akarların yoğun olarak yaşayabileceği peluş ve
tüylü oyuncakları uzaklaştırın. Haftada en az bir kez yüksek vakumlu veya HEPA filtreli bir
elektrik süpürgesi ile tüm odayı temizleyin.
3-Kışın hava kirliliğinin arttığı biliniyor. Kirli hava alerji hastalarını nasıl etkiliyor?
Aynı şekilde soğuk havanın alerjik bünyelere etkisi nedir?
Soğuk hava, egzoz gazı partikülleri, araba ve fabrika dumanları, sigara dumanı, odun, kömür
ve benzeri yanıcı maddelerin sebep olduğu hava kirliliği alerjik hastalar için olumsuz bir
faktör oluşturmaktadır. Hava kirliliği, çocukların akciğerlerinde ve burunlarındaki mukoza
tabakasında hasar oluşturur. Bu da alerjenlerin vücuda daha kolay girmesine, bronşların ve
burunların hassaslaşmasına neden olabilir. Kirli havanın fazla olduğu yerlerde astım hastalığı
yanında alerjik göz hastalıklarında ve alerjik rinitte (saman nezlesi) de büyük artış
görülmektedir. Hava kirliliğine sebep olan kimyasallar göz, burun ve akciğerlerdeki hücreleri
uyararak alerjik tepki oluşmasını tetikliyor. Böylelikle hastalarda burun akıntısı, burun
tıkanıklığı, gözlerde sulanma, öksürük, kızarıklık ve kaşıntı belirtileri görülüyor.
Ayrıca, nezle, grip, farenjit gibi soğuk havalarda görülme sıklığı artan viral enfeksiyonlarda
astım hastalarını kış aylarında olumsuz etkilemektedir. Alerjik bünyeye sahip kişiler bu viral
enfeksiyonlara maruz kalmaları sonucunda astım ve alerjik nezle belirtileri ortaya
çıkabilmektedir. Bu nedenle alerjik hastalar; hava kirliliği olan ortamlardan uzak durmalı,
kalabalık ve kapalı ortamlarda uzun süre bulunmamalı, sigara dumanından korunmalı, soğuk
havanın solunum yollarının etkilememesi için ağız, burun ve göz gibi organları iyi
korumalıdır.
4-Hastalar kışın alerji ilaçlarını nasıl kullanmalı? Bu dönemde fazla ilaç kullanımının
zararları nelerdir? Örneğin, kışın burun damlalarının kullanımı bağımlılığa neden
oluyor ve uzun vadede koku üzerine olumsuz etkisi bulunuyor. Aynı şeyi alerji
ilaçlarının kontrolsüz kullanımı için de diyebilir miyiz?
Alerji ilaçlarının kontrolsüz kullanımı hem alerjik hastalıklarının tedavi kontrolünün kaybı
hem de ilaçlara bağlı yan etki gözlenmesine neden olabilir. Kış döneminde artan viral
enfeksiyonlar nedeniyle alerjik hastalıkların kontrolü sağlamak için bu çocukların ilaçlarını
düzenli kullanması ve alerji semptomlarını kötüleştiren tetikleyicilerden uzak durması
gerekmektedir. Yani çocuğumuzun kreş ya da gündüz bakım evinde geçirdiği sürede
hekiminin önerdiği koşulların sağlanması ve düzenlenmiş olduğu tedavinin devam edilmesi
gerekir. Alerji ilaçları daha çok solunum yolu ile alındığı için kullanımı konusunda eğitim
verilmesi ilaçların etkinliğini ve olası yanlış kullanımına bağlı yan etkileri azaltabilir. Kreş ya
da gündüz bakımevinde geçireceği süre içerisinde bu ilaçların kullanımı için personel
desteğinin sağlanması ilaçların yanlış kullanımının önüne geçerek olası yan etikler
önlenebilir.
5-Güneş alerjisi gibi soğuk alerjisi de bulunuyor. Peki soğuk alerjisi nedir? Soğuk
alerjisi çocuklarda hangi belirtilerle ortaya çıkar?
Soğuk alerjisi, soğuk hava, rüzgar veya soğuk sıvılarla maruziyet sonrası hassas vücut
yapısına sahip olan bireylerde, soğukla temas eden bölgede kaşıntı, kızarıklık, kabarıklık ve
şişme ile karakterize alerjik bir reaksiyondur. Soğuk alerjisi, nadir de olsa anafilaksiye yol
açarak yaşamı tehdit edebilir. Soğuk alerjisi olan hastalarda özellikle soğuk suda yüzme ile
oluşan anafilaksilere bağlı ölümler bildirilmektedir. Bu yüzden anafilaksi veya ciddi
reaksiyon öyküsü bulunan hastalara epinefrin hazır enjektör gibi acil durum kitleri
verilmelidir. Soğuk alerjisi olan bireylerin bu alerjiden korunmak için yapabileceği en önemli
şey ise soğuktan uzak durmak olacaktır. Soğuk alerjisinden korunmak için mutlaka kalın
giyinmeli ve cilt dokusunun olabildiğince az bir bölümünün soğuk ile temas kurması
sağlanmalıdır. Bunun yanı sıra soğuğa maruz kalma süresinin de düşürülmesi gerekmektedir.
6-Son olarak aileler ve alerji hastası çocuklar kışın nelere dikkat etmeli?
Kış ayları ile beraber grip ve benzeri virüslere bağlı salgınlar tüm dünyada görülmeye
başlıyor. Bulaşıcılığı çok fazla olan bu hastalıklar etrafa kolayca yayılarak alerji hastalarının
semptomlarını tetikleyebiliyor. Solunum yolu enfeksiyonları dışında, alerjenler, hava kirliliği,
kimyasal tahriş edicilerde kış dönemlerinde alerji semptomlarını ve astım ataklarını
başlatabilirler. Bu nedenle alerjik hastalar; hava kirliliği olan ortamlardan uzak durmalı,
kalabalık ve kapalı ortamlarda uzun süre bulunmamalı, sigara dumanından korunmalı, soğuk
havanın solunum yollarının etkilememesi için ağız, burun ve göz gibi organları iyi korumalı,
kreş/okul gibi kalabalık ortamlarda genel hijyen kurallarına dikkat edilmeli ve eller sık sık
yıkanmalıdır. Bu temel önlemlerin yanı sıra koruyuculuk için aşı yaptırılması da gerekir.
Astım hastalığı ve kronik hava yolu hastalığı olan hastalar için bilimsel çevreler tarafından
yıllık grip aşısının yapılmasının faydalı olacağı vurgulanmaktadır. Grip aşısının en azından
influenza virüslerine bağlı gelişen astım ataklarını önleyebileceği bilinmektedir. Bu nedenle
astımı orta ve ağır düzeyde olan hastalara grip aşısının yapılması önerilmektedir.