Çocuklarda Balık Alerjisi

Çocuklarda Balık Alerjisi
Çocuklarda Balık Alerjisi

Çocuklarda Balık Alerjisi

Dünya genelinde artan protein ihtiyacı nedeniyle deniz ürünlerine olan talep her geçen gün artmaktadır. Deniz ürünleri içerisinde özellikle balıklar yüksek kaliteli protein içerikleri nedeniyle insan beslenmesinde önemlidir fakat bunlar aynı zamanda gıda alerjilerinin en önemli nedenleri arasında gösterilmektedirler.
İçerdikleri yüksek değerli ve farklı özelliklerdeki maddeler nedeniyle özellikle balık ve kabuklu deniz ürünleri yüksek alerjen gıdalardır. Artan talep ve deniz ürünlerinin katkı maddesi olarak çeşitli besinlerin içeriğinde kullanılması ile birlikte balık alerjisi tüm dünyada giderek artan sıklıkta görülmektedir. Balıkçılarda da mesleksel bir risk faktörü olarak balık alerjisi daha sık görülür.
Alerjiye en sık neden olan balıklar sardalye, hamsi, deniz turnası, barlam balığı ve sarıkuyruk ‘tur. Bilinen en önemli balık ve kabuklu alerjenleri ise; parvalbumin, jelatin, hemosyanin, amilaz ve tropomyosindir.

PROTEİN YAPISI AYNI OLAN BALIK TÜRLERİ ALERJEN ETKİSİ

Balık alerjisi olan bireylerde türler arasındaki benzer protein yapısı nedeniyle birden fazla balık türüne alerji görülebilmektedir. Farklı balık türleri arasındaki çapraz etkileşimden sorumlu ana alerjen “parvalbumin”dir.
Balığa uygulanan işlem alerji şiddetini artırır
Parvalbuminler ısıya ve enzimatik bozulmaya karşı dayanıklıdır. Bu nedenle tuzlama, kurutma, soslama, ısıtma gibi işlemler balığın alerjenik özelliğini artırmaktadır. Kabuklu deniz ürünlerinden tespit edilen majör alerjen bir kas proteini olan “tropomyosin”dir.
Tropomyosin orta protein yapısından dolayı kabuklu deniz ürünü alerjisi olanların yumuşakça, böcek ve ev tozu akarlarına karşıda alerjileri olabileceği göz önünde bulundurulmalıdır.
Şikayetler balığın yenilmesinin yanı sıra balığa dokunulması ve balığın piştiği ortamda buharının solunması ile de ortaya çıkabilmekte ve genellikle hayat boyu devam etmektedir.
Balık ağız yolu ile alındığında kurdeşen, dil ve dudak da şişme, bulantı, kusma, saman nezlesi belirtileri ve hayatı tehdit edebilen alerjik şok, cilt yoluyla temas edilmesi sonucunda kurdeşen, temas ekzaması, solunum yolu ile alınması sonucunda ise astım, saman nezlesi, cilt döküntüleri ve alerjik şok görülebilmektedir.

HANGİ TESTLER KULLANILIR?

Balık alerjisi tanısında deri ve kandan bakılan alerji testleri kullanılmaktadır. Deri prick testi en sık uygulanan allerji testidir. Hastaya ağrı ya da acı vermeyen, kısa sürede neticelenen bir testtir. Genellikle kolun iç kısmına yapılır. Allerjen içeren sıvı test materyali deriye damlatılır.
Derinin en üst tabakasında küçük bir çizik oluşturularak allerjenin deriye sızması ve buradaki “allerji hücreleri” ile birleşmesi sağlanır. Test uygulandıktan sonra 10-15 dakika beklenir ve takiben elde edilen deri cevapları değerlendirilir.
Balık alerjisi olan hastaların kazara maruziyetler de ortaya çıkabilecek ciddi alerjik reaksiyonların tanınması ve tedavisi konusunda bilgilendirilmeleri ve adrenalin oto-enjektörü adı verilen acil durum iğnelerinden edinmeleri için mutlaka Alerji ve İmmünoloji uzmanına başvurmaları gerekmektedir.
Kazara karşılaşmaları önlemek için marketlerde satılan bazı hazır ürünlerde, ilaçlarda ve kozmetik ürünlerde balık bulunabilir bu nedenle etiketlerin dikkatlice okunmasına özen göstermesi gerekmektedir.

Bir yanıt yazın